Dikkat! Okulda Ergen Var

Dikkat! Okulda Ergen Var

HİV virüsüne yakalanan insanların büyük çoğunluğu 15-24 yaşlarında….

Türkiye’de HİV virüsü son on yılda %500 artış gösterdi…

Türkiye’de yılda 100 bine yakın 13 yaş altı ergen gebe kalıyor…

İstatistik bilgisi gibi görünen  bu rakamları 18. 11. 2017 tarihinde Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı’nın İstanbul’da düzenlediği “Okulda Ergeni Görmek” konulu konferansta not olarak tutmuştum… Ne yazık öyle değil mi?

Daha çocuk ama gebe, daha ergen ama HIV’li….

Sevgili veliler, değerli öğretmenler, gözbebeklerimiz öğrencilerimiz, gençlerimiz; hepinizden içinde yaşadığımız toplum adına özür dileyerek başlamak istiyorum yazıma.

Özür diliyorum zira eğitimi maalesef sınavların arasına, akademik başarının arasına, iyi bir meslek tercihinin (iyi parası olan meslekleri seçerek) arasına sıkıştırdık toplum olarak. Oysaki  hemen hemen her konuda sizlere destek olmalı ve sağlıklı eğitim ortamları ve sağlıklı eğitim fırsatları sunabilmeliydik.

Okulda Ergeni Görmek konulu konferansın bana hatırlattıkları işte bunlardı.  Hatırlatmakla kalmadı düşündürdü de…

Ergenlerimize evde ve okulda sağlıklı cinsellikle ilgili neler veriyoruz? 

Öz bakımlarını yapabilmeleri için neler sağlıyoruz? Bilgi mi? Malzeme mi? Güvenli ve riskli davranışlar eğitimi mi? Hangisi ?

Dürüst olmakta fayda var.  Çünkü önce gerçekleri kabullenmeli, sorunlarla yüzleşmeli ona göre sorunlara çözüm üretmeliyiz.

Ülkemizde cinsellik tabu” kelimesi bir klişedir artık bence, zira yaşları otuzun altında olan gençler artık internet, sosyal medya ve televizyon ile büyüdüler. Yani o tabu anneleri babaları için geçerli artık. Biz gençler için tabu olmaktan çoktan çıkmış durumda.

Türkiye’de tüm temel eğitimlerin ailede verildiği gibi cinsellik eğitimi de ailede verilir. Fakat korku ile , ürküterek, bastırılarak. Peki bu nelere yol açıyor?

Gençlerimizin büyük bir çoğunluğu bu tabuyu yıllarca konuşamıyor, bu anlamda özellikle ortaokul yıllarında ilk regl durumlarında ne ile karşılaştıklarını  bilemeden büyük bir korku ve paniğe kapılarak, içe kapanık ve sanki kötü bir şey yapmışçasına herkesten utanma hissine kapılıyorlar. Ne mi oluyor bu şekilde; kendisine bunun normal bir şey olduğunu anlatmayan ailesine kızıyor bu durumda. Görevleri onu hayata hazırlamak olan öğretmenlerinin niçin bunu ona söylemediklerine kızmaya başlıyor.  

Tüm bu kanallardan yeterli ve gerekli bilgileri alamayan ergenin en büyük bilgi kaynağı ise yine kendisi gibi olan akranları ve sosyal medya haline dönüşüyor… Varın gerisini sizler düşünün….

Bu durumda gençlerimiz cinselliğin hep olumsuz yanlarını, “ Bunu yaparsan hastalık kaparsın, bu şekilde davranırsan bir daha eskisi gibi olmayabilir gibi” bilgilerle korkutulmaktan , cinselliğin olumlu yanlarını keşfedemiyorlar ve tüm yaşantıları “Cinsel İşlev Bozuklukları” ile geçip gidiyor.

Bunları düşünen yalnızca ben değildim elbette, gecikmeli olarak da olsa bunları bana düşündüren konferanstaki değerli konuşmacılar şunları aktardılar gün boyunca;

Okul Temelli Cinsel Eğitim yapılıyormuş meğer dünyada, hem de Birleşmiş Milletler desteği ile , ayrıca bu eğitimi en iyi yapan ülkeler öyle sandığımız gibi batılı ülkeler falan değilmiş. Üçüncü sınıf dünya ülkeleri dediğimiz Afrika ülkeleriymiş.

Öyle ki bu ülkelerdeki eğitimler o kadar etkili olmuş ki cinsel yolla bulaşan hastalıkların oranları %300 civarında düşüş sağlamış.

Hatırlıyorum da ortaokul ve lise yıllarımızda  bizlerde “Sağlık Bilgisi” dersi alıyorduk ve bu konular anlatılıyordu. Peki ne oldu da bu konular artık liselerde, ortaokullarda okutulmaktan vazgeçildi. Sizlere konuyu daha çarpıcı bir şekilde sunmak istiyorum. Türkiye’ye personel göndererek Okul Temelli Sağlıklı Cinsel Eğitim eğitimi alan Orta Asya ülkeleri (Özbekistan,  Kazakistan , Türkmenistan ve Ermenistan ) bile bizden daha iyi durumdalar bu konuda.

Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı yetkililerinin aktardığı bilgilere göre bazı okullar kendilerine başvurarak Cinsel Sağlık Eğitimi veriyorlarmış, fakat bu eğitimlerin bir çoğu maalesef yedinci sınıfta başlıyor ve kurumsallaşamadan sona erdiriliyor.

Bugüne kadar ondokuz bine yakın gence Sağlıklı Cinsel Eğitim verilebilmiş.

Ben olaya şu açıdan bakıyorum; yalnızca çocuk ve ergenlere değil öğretmenlere ve ailelere de eğitimler verilmeli.

Son olarak ;

Cinselliğin başladığı dönemde değil, eğitimin başladığı dönemde cinsellik eğitimi başlamalı diyorum.

 

Unutmayalım eğitim ile çözülmeyecek sorun yoktur.


Yukarı